
Aldığınız t-shirt’ün üretimine ne kadar su harcandığını biliyor musunuz? “Bir insanın iki buçuk yılda içtiği su kadar”.
2014 itibariyle tüm dünyada yılda yaklaşık 100 milyar kıyafet satıldığını ve sayının sürekli olarak arttığını biliyor musunuz?
Kuruyan göllerimizde, tükenen yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımızda tekstilin olumsuz etkisi bilinen bir gerçek. Peki petrokimyadan sonra dünyamıza en büyük zararı olan tekstil sektörü nasıl bu kadar büyüyebildi dersiniz?
-Ucuz iş gücü sayesinde
-Binlerce kıyafetin seri bir şekilde üretilmesini sağlayan yöntemlerin bulunmasıyla
-Zengin ürün çeşitliliğiyle beraber giysilerin çok ucuza satılmasıyla
-Ve tabi internet alışverişlerinin hayatımıza yerleşmesiyle
İnternet satış sitelerindeki kıyafetler o kadar ucuz ki, sırf bu yüzden “Tekstil artık küresel bir çılgınlık boyutunda” diyebiliriz. Kasım ayında düzenlenen fırsat günleri, senede bir düzenlenen Kara Cuma, belli aralıklarda karşımıza çıkan dev kampanyalar ve daha fazlası tüm dünyada var. İndirim reklamları televizyon kanallarında, sosyal medyada, telefonlarımızda. Olur da birinden birini kaçırırsak diye duyurular bu kez de ünlü isimlerin alma sevincini tüm mimikleriyle yaşadıkları yol üstü reklam panolarında! Vatandaşa sürekli AL-AL-AL denilen yılları yaşıyoruz. Aranan her şeye VAR-VAR-VAR diyen internet sitelerini görüyoruz. Neden? Satın alma dürtümüzü oluşturan neden nedir? Kimse bizi bir şey almaya zorlamıyor, peki biz neden alıyoruz? Gerçekten ihtiyacımız olduğu için mi?
Tekstil çılgınlığımızla başa çıkabilmek için “Alalım, kullanalım, geri dönüşüm kutusuna atalım” demek çözüm mü peki? Avustralya’da insanların çoğu aldıkları kıyafeti bir kez giyip ya çöpe atıyor ya da hayır kurumlarına bağışlıyor. O kurumlar ağzına kadar kıyafetle dolduğu için en ufak bir defosu olan kıyafetler çöpe gidiyor. Gömülen 500.000 ton tekstil kaynaklı çöp Avustralya için bir sorun. Amerika için de benzer sorunlar var. Gelişmiş başka ülkeler için de. Peki bizde durum ne?
Toplum geneline bakınca bizler depocuyuz. Aldığımızı saklıyoruz. Evlerimizde Al-Kullan-Sakla modelini uyguluyoruz. Giymediklerimizi ihtiyaç sahiplerine vermek ikinci yöntemimiz, eskiyen t-shirt’lerimizi yer bezi yapmak ise üçüncü yöntemimiz. Tüm bu yöntemlerin sonrasında tekstil ürünlerimizi çöpe gittiğiyse, sürecin mutlak sonucu.
Peki gerçekten ihtiyacımız olmadıkça satın almamak ve kıyafetimizin kullanımını uzun süre sağlayacak olan yöntemler geliştirmemiz mümkün mü?
Elbette mümkün. Artık Geri Dönüştür isimli kitabımda modanın dünyamıza bıraktığı inatçı lekeyle mücadele edebilmenin yollarını öğrenebilir, dolabımızdaki kıyafetlerinizi sürdürülebilir hale getirebilirsiniz.
Esra Kara
Temiz Atık Derneği Başkanı
Leave a Reply